top of page

Kaldırım Taşları

Etraf fazlasıyla karanlık. Hava çok soğuk. Ceketim de olmasa donacağım. Titreye titreye oturuyorum kaldırım taşlarında. Bu kaldırım taşlarında oturduğum her dakika zor. Geçmeyen dakikalar bunlar. Bir şeyi beklemiyorum, bir amacım da yok. Sadece oturuyorum soğuk kaldırım taşlarında. Elim titriyor, üşüyorum. Ama iyi hissetmeden de kalkmıyorum bu kaldırım taşından. Çektiğim bu eziyet kaldırıma olan sevdam değil. Güzel bir hanımın evinin önündeki kaldırım taşları bunlar. Sık zaman onu evine bırakır, beş yüz metre ileride akşam trenine biner evime dönerim. Çok da mutlu dönerim evime. Bu kaldırım taşında oturduğum zamanlar işte güzel hanımın huysuz zamanlarıdır. Yol boyu üzgündür bazen. İşinden yorulmuş ya da ailesiyle tartışmıştır. Anlatır da bana ne olduğunu. Onun gitmesiyle beraber ben de dertlenirim. O yol bana zehirdir. Bir yıl gibi geçer beş yüz metre, gidemem. Ben de bekleme kararı aldım işte. Bekliyorum soğuk kaldırımda. Güzel hanımın haberi olmasın, neye yarar. Ben üzülüyorum ya, geçene kadar beklerim. Kaldırımdan kalkma sebebim de geçmesi olmaz, sigara ister kalkarım. Üstümde yoktur çünkü evdedir. Güzel hanım sevmez içmemi, üzerimde bulundurmam. Elhâsıl siz de soğuk kaldırımda titreyen bir bey görürseniz eğer hemen garipsemeyin, durun, bakın yüzüne, varsa üstünüzde sorun ona da bir sigara ister mi diye. Belki konuşmaya ihtiyacı vardır o beyin.

Son Yazılar

Hepsini Gör

D-ada-ist an

Böcekler kaşıntı ve şarabın kıyısında arabalı Gala’nın Salvador delisi yine düttürü. Bir yeni portakal mandolin turuncu yok havada ki...

Holigan Sergi

Etrafta insanlar, bağırıyor. Bazılarının sesi çoktan kısılmış, bazıları meşaleli. Gök kızarmış, bulutlara küsmüş gibi. Maç günüydü o gün,...

El

O gün cezalıydım. Cıvıl cıvıl havada üçüncü kattan, parkta oynayanları seyrediyordum. Toz toprak dizler, çamurlu eski top. Evet, o topu...

Comments


bottom of page