Güldüğü günün gecesi 9'da uyurken ya da Viyena'da 35'inde ölürken saçlarıma akların daha düşmediği anlarda, Lacrimosa dank eder kafama. Benden istediği, Lacrimosa. Ulan... Mozart bunu yazarken öldü diyorum. Çupa Çup tasarımı gibi bir şey. Büyükbaba S. ile uzun zamandır buluşmadık rüyalarda. Geçenlerde andık birbirimizi. O da bana bir kıyak geçme peşinde. Gala'dan ne haber? Benimkinden. Kim ki Gala? Uzun süredir bıyıksız dolaşıyorum. Buzdağı. Portakal. Nane limon. Tatlı dile güler yüze. Var da bıyığım az var yani. Tadım. Beyaz aşıktaki amele yanığı gibi. Olmaz mı bir sarma tütün. Şarap. Litre litre. Bir de şarap bardağı. Mozart bu kafalarda mıydı? S. Amca kızıyor mudur şu hâllerime. "Aşıksın ulan, ne daliliyorsun?" der mi bana? S. Amca, biliyorum ki bir yerlerde hissediyorsun çırağını, inan bana, martı pilav. Sapanla vur Heybeli'de.
top of page
Son Yazılar
Hepsini GörBöcekler kaşıntı ve şarabın kıyısında arabalı Gala’nın Salvador delisi yine düttürü. Bir yeni portakal mandolin turuncu yok havada ki...
Etrafta insanlar, bağırıyor. Bazılarının sesi çoktan kısılmış, bazıları meşaleli. Gök kızarmış, bulutlara küsmüş gibi. Maç günüydü o gün,...
O gün cezalıydım. Cıvıl cıvıl havada üçüncü kattan, parkta oynayanları seyrediyordum. Toz toprak dizler, çamurlu eski top. Evet, o topu...
bottom of page
Comments