top of page

Yeni Eskiler

Eskiden kalma bir alışkanlık, puromu ve tuzlu limonlu biramı yudumladım eski bir barda. Kalmamış pek eskiliği gerçi, boyamışlar tüm duvarlarını boydan. Zaten içtiğim o puroyu da bulamıyorum artık. Duvarda bir tablo vardı, belli ki o da eskilerden. Tablodaki silüet bana eski bir şair amcayı hatırlattı. Pek de eski sayılmaz, beş altı sene evvel bir sahaf keşfetmiştim. Pek güzel tozlu rafları olan, içeride caz çalan huzurlu bir sahaf. Rafların arasında duran birkaç masada oturup sık zaman kahve içmişimdir orada. Hâlâ aynı çekirdeği kullandıklarındandır, içtikçe hep o günleri anımsarım ve pek bir severim kahvelerini. Orayı da yenilediler tadilatla geçen günlerde. Orayı ilk keşfettiğim zamanlarda oldukça detaylı gezerdim raflarda. Kitapları raftan çekip çekip kapağını incelediğim bir gün işte bu tablodaki silüetin tıpkı benzediği bir amca yüzü olan şiir kitabına rastlamıştım. Kahvemi ve cevizli kekimi yudumlarken takip etmiştim dizeleri. O güzel dizelerden biriyle ise rolleri değiştirdik, o beni takip etti günlerce.

Aklımdan çıkmayan dizeler beni epey düşündürmüştü, belki de sebebi o zamanlar hoşlandığım bir kızı bana hatırlatmasıydı .

  Geçen ayların ardından almış elime bir hikaye kitabı, kurcalarken o güzel sahafta, bir adam girdi içeri. Kitabıma odaklandığımdan pek dikkat edemedim, odağım İnci Hanım’ın gözlerindeydi. Ne de güzel anlatıyordu Sait Faik. Fakat tam o selam verip çıkarken yüzüne dikkatli bakmış bulundum adamın. Bu oydu, kitabın üstündeki silüet. Elini kapı koluna atmış, kapıyı açmıştı ben fark ettiğimde. Dışarı bir adım attığında ise arkasından bağırmış bulundum

Bir şairin bitirilmiş dizelerine dokunulmamışlığı gibiydi yüzün.

Tanıdı kendi dizilerini ve durdu, döndü, elimi sıktı. Sonrasında sahafta bulunan bir kitabını da benim için imzaladı. Saatlerce sohbet ettik o akşam fakat aklımda sadece sohbetin ne kadar keyifli olduğu kaldı. Sonraları birkaç kez daha rastlaştık onla o yıl içerisinde, bir daha da karşılaşmadık.

  Şimdi oturmuş barda eskilerden düşünürken, silüetiyle beni selamladı Recai amca. Ne de güzel şiirleri vardı, ne de güzel etti. Ben de tüm bunları kağıda dökerken asla eskisi gibi olmayan puromu içtim ve eskisi gibi olmayacak bardan hesabı istedim. Eskisi gibi olmasa da eskileri hatırlatması bugünlük bana yetti.

Son Yazılar

Hepsini Gör

D-ada-ist an

Böcekler kaşıntı ve şarabın kıyısında arabalı Gala’nın Salvador delisi yine düttürü. Bir yeni portakal mandolin turuncu yok havada ki...

Holigan Sergi

Etrafta insanlar, bağırıyor. Bazılarının sesi çoktan kısılmış, bazıları meşaleli. Gök kızarmış, bulutlara küsmüş gibi. Maç günüydü o gün,...

El

O gün cezalıydım. Cıvıl cıvıl havada üçüncü kattan, parkta oynayanları seyrediyordum. Toz toprak dizler, çamurlu eski top. Evet, o topu...

Comments


bottom of page